10 Şubat 2014 Pazartesi

İDARELER ADALET DAĞITAN DEĞİL ZULMEDEN DURUMUNDA

İDARELER ADALET DAĞITAN DEĞİL ZULMEDEN DURUMUNDA

Malumunuz üzere; Sağlıkta bakan değişti, teşkilat yapımız yine KHK ile yapıldı. Yani kanunla yapılmadı, yasaya aykırı olmasına rağmen bu KHK ile birlikte yeni kurumlar ortaya çıktı.
 Hatta bu yeni kurumların yöneticileri işbaşı yaptı, ancak sağlıkta bürokrasinin zihniyeti, çalışanlarına olan bakış açısı ve yaklaşımı hiç değişmedi.
Zira; kurumu yöneten ve yönlendiren, çağdışı ve geleneksel yönetim anlayışının temsilcileri olan mutfak ve tezgahtar ekibi hiç değişmedi.
Öyle ki Anne sütü bankacılığı, T.C yazısının Sağlık Bakanlığı Kurumlarından kaldırılması, bunlardan öncesinde Döner Sermaye Yönetmeliği ile ilgili değişikliklerin sağlık sistemini sbote edilmek adına yapıldığını düşünmekten kendimizi alamıyoruz.
Eğer yeni bakan bürokraside kendini yenilemez ise hem kendisi hem de sağlık camiası sıkıntıya düşecektir.
Son 7-8 yılda Sağlık personeli dar alana sıkıştırılmış top gibi, kimin ayağında kalırsa tepiklenmeye devam ediyor. Yargısal anlamda hak armada önünde ağır yaptırımlar var.Kişiler haklı olsalar bile Yargıya gitmekten çekiniyor.
Öyle ki Bilgi Edinme Denetleme Kurulu kararına rağmen kararı uygulamayan cunta yönetimler var. Ben vermiyorum diyecek kadar ileri giden yönetimler var.
 Sayın Başbakan Recep Tayip ERDOĞAN ve TBMM deki milletvekillerine soruyoruz. Neden bu kurumlar kuruluyor? icraat yapmayacaksa şekil olarak AB normları olsun diye mi yapılmaktadır?
BİMER’de hakkını arayan personelin düştüğü haller ortada. Kurumu şikayet ediyorsun evraklar kuruma geri dönüyor.
 Bu ülkede dürüst vali ve kaymakamlara asla sözümüz yok ama öyle ki bilmeyerek bu oyuna dahil edilmektedirler.
Hak ararken haksız duruma düşmek ya da ava giderken avlanmak dedikleri bu olsa gerek. Bağımsız Yargı Kararlarını uygulamayan idare yönetimleri varken adaletten haktan ve eşitlikten bahsetmek hayalcilikten öteye gidemez
Sağlık kurumlarında; Adalet, eşitlik, hakkaniyet ve gönüllülük esasına değil, Ortaçağ karanlığından kalma baskı ve zorlamaya dayanan, dinden aforoz eder gibi HAKKINI arayanları çıban başı gibi gören, onları hastalıklı ve tehlikeli kişiler olarak suçlayan, SUÇ VE CEZAYI temel felsefe kabul eden, kanunları kişiye göre yorumlayıp, kişiye göre uygulayan bir yönetim zihniyeti halen devam etmektedir.
Sağlık kurumlarında ( İl Sağlık müdürlüklerinde) “Disiplin ve Hukuk Bürosu” adı altında kurulan aslında birkaç kişinin özel amaçlarına hizmet eden birimlerde, Kanunlar negatif yönde ve kişiye göre uygulanmakta, kapalı kapılar arkasında karanlık işler yapılmaktadır.
Yapılan iş ve işlemlerin bir çoğu haksız ve hukuksuzdur. Yürütülen idari soruşturmaların bir çoğunun sonucu başından bellidir ve ulu orta dillendirilmektedir.
Çünkü soruşturmayı yürüten ve sonuçlarını belirleyenler hep aynı kişilerdir. Yıllardır yetkisiz makamlar disiplin amiri olmadığı halde personelleri sindirmek için haksız ve hukuksuz cezalar vermekte. Bir çoğuda yargıdan geri dönmektedir.
 İdare objektif olmayan, hukuka ve vicdana sığmayan CEZA KARARLARINI uygulamak için ilin en büyük Mülki amirlerini dahi yanlış yönlendirmekte, onlara yanlış kararlar aldırmakta, hiçbir şeyi sorgulamadan her önüne gelen belgeyi imzalamaktadır. İşte bunun en son örneği ; İdarenin yanlış iş ve işlemleri yine yüce Türk yargısından dönmüştür.
 Sağlık Bakanlığına ait hiçbir kurumda sistem hala yerli yerine oturmamıştır. Sağlık idaresi hiçbir zaman KURUMSALLAŞAMAMIŞTIR. Yapılan uygulamaların bir çoğu kimi yerlerde saçma ve abartılı, kimi yerdeyse haksız ve hukuksuzdur. 
Kurumsal kimliği olmayan sağlık idareleri; siyasetin, torpilin en fazla kendini gösterdiği, adam kayırmanın en alasının yapıldığı, işin ve hizmetin öneminden çok, kişinin ve dayısının önemsendiği, düzeltelim derken hergün biraz daha yalpayan aciz bir kurum haline gelmiştir.
Denetimsizlik, iş güzarlık ve yalakalık hat safhadadır. Sağlıkta hangi dalı tutsanız elinizde kalmaktadır.
Bizler, her zaman HAKK’a ve Adalete güvenen, güçlünün değil her zaman mazlumun ve haklının yanında olmayı ilke edinen, dik duran ancak diklenmeyen, hiçbir siyasi anlayışın kuklası olmayan Yep Yeni bir Sendikayız. İdarecilerimiz personeline Firavun ve Nemrud gibi davranmaya özendikçe bizlerde Hz. İbrahim ve Hz. Musa’nın izinde gitmeye devam edeceğiz.
Şimdi soruyorum herkese; Sağlıkta son on yılda, sağlık personeli adına olumlu bir gelişme gösterebilecek bir şey varmı? Evet birileri hoşnut çünkü bu kişiler pastanın üzerinde on parmakları ile makam kapmaya devam ediyorlar. Hak, Liyakat, inanç hak getire.
 Kendileri bir yere gelsinler arkada kalanların canı çıksın. Hani ümmeti Müslüman’ın derdi ile dertlenmeyen Müslüman değildi. Demek ki; bunların hepsi saltanat ye kürküm ye!! Davası.
  •    Gittikçe ağırlaşan iş yükü ve angarya, 7/24 esnek, kuralsız ve baskı altında çalıştırılma var, hemşirelerde 56, asistan Hekimlerde 64 saate kadar uzayan mesailer var!
  • Birlik Hastaneleri arasında dama taşı gibi dolaşma, işyeri güvencesinin tamamen ortadan kalkması, görev tanımı dışında “sağlıkçı her işi yapabilir mantığı” ile çalıştırılma var!
  • Özel sektörde güvencesiz, parasını alamadan, kölelik koşullarında çalışma var!
  •  Farklı istihdam modelleri çalışma barışını bozulmaya devam ediyor. Böylece çalışanlar  birbirine düşürülüyor
  • Adil olarak dağıtılmayan performans ücretleri Emekliliğe yansımayan performans ücretleri uygulaması devam ediyor.
  • Daha acısı  sağlık çalışanının çalıştığı kurumdan hizmet almasında önceliği yok iken, aynı bakanlık avukatlara hakimlere sırada öncelik tanımaya devam ediyor.
  • Hükümet, Siyasetçiler ve yöneticilerin Sağlık Çalışanlarını itibarsızlaştıran, küçük düşüren, hedef gösteren kışkırtıcı üslubu  devam ediyor
  • 657 DMK nın 45 maddesine sahip çıkmayanlara ve meslekleri itibarsızlaştırıp ayaklar altına alınmaya devam ediyor
  • Yıpranma payı alamayan bakanlık çalışanı sadece sağlık bakanlığı personelleri olmaya devam ediyor
  • Ek göstergeleri düşük olduğu için emeklilik dilekçesi vermekten korkarak kapital sermeyenin etkisinde çalışmalar devam etmektedir.
  •  Sağlık çalışanına idareci tarafından yapılan mobbing ve şiddet oranı artmaya devam ederken; 
  • Mesleklerin Risk Haritası oluşturulmamışken
 Şimdi tekrar herkese soruyorum; Sağlıkta son on yılda, sağlık personeli adına yukarıdaki olumsuzluklardan hangisi olumlu bir gelişme gösterdi?
Evet birileri hoşnut çünkü bu kişiler pastanın üzerinde ellerinin  on parmakları ile makam kapmaya devam ediyorlar. Hak, Liyakat, inanç hak getire kendileri bir yere gelsinler arkada kalanların canı çıksın hani ümmeti Müslüman’ın derdi ile dertlenmeyen Müslüman değildi. Demek ki; bunların hepsi saltanat ye kürküm ye!! Davası.
 Evet Sağlık Bakanlığında Sn Dr.Mehmet MÜEZZİNOĞLU’nun işi çok zor. Alttan alta oyulan bir bürokrasi anlayışı, çalışma sahalarındaki belirsizlik, insan gücü planlaması ve istihdamındaki çıkmazlar galiba yeni bakan Dr.Mehmet MÜEZİNOĞLU’nu zorlayacak gibi görünüyor.
Eğer ekibini yeniler ve bu ekibi İstanbul ağırlıklı yaparsa başarı grafiği artar. Biliyorum ki İstanbul’dan bir çekirdek kadrosu var bunun yanına halen İstanbul sağlık müdürlüğünde görev ifa eden ve 1-2 hastanede başhekim yardımcısı olarak görev yapan kişileri buralara monte ederse çok kısa bir dönemde olsa Bakanlık yapıp adından bahsettiren Rıfat SERDAROĞLU gibi hep minnetle anılacaktır
Bizler; Sağlık kurumlarında sadece hasta ve yakınlarının değil, kendini insan hayatına adamış, çalışan, çabalayan ve hizmet üreten tüm personelinde aynı saygı ve değeri hakettiğine inanan, hakedilen bu değeri elde edinceye kadar mücadeleyi sürdürecek olan, sağlıkta yeni ve yenilikten yana olan Sivil Toplum Örgütüyüz. Bu vesileyle inandığı değerler uğruna, yürüdüğü hak yolda dağları, denizleri ve dahi okyanusları aşmaya çalışan herkesi saygıyla selamlıyorum.
UMUTLARINIZIN YEŞERDİĞİ, ÜMİTLERİNİZİN DAİM OLDUĞU BİR SAĞLIKLI HAYAT DİLEĞİYLE

Hüseyin AYHAN
Aktif Sağlık-Sen
Yönetim Kurulu.A




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder