10 Şubat 2014 Pazartesi

SAĞLIK ÇALIŞANLARINI GÜVENCESİZLEŞTİREREK KÖLELEŞTİREN, TAŞERON ÇALIŞMAYI YAYGINLAŞTIRAN SAĞLIK SİSTEMİNE SON VERİLMELİDİR

YETER ARTIK !!!
SAĞLIK ÇALIŞANLARINI  GÜVENCESİZLEŞTİREREK KÖLELEŞTİREN,
TAŞERON ÇALIŞMAYI YAYGINLAŞTIRAN SAĞLIK SİSTEMİNE SON VERİLMELİDİR 



   AKTİFSAĞLIK-SEN olarak kurulduğumuz günden bu yana;Sağlık Hizmeti sunumunun bir bütün olduğunu ifade ettik.

   Meselenin Sağlık Çalışanların Özlük Hakları Olduğunu Temel İlke Haline Getirdik.

   Dolayısı ile tüm aşamalarında birlikte çalışan sağlık çalışanları  olarak; Sağlık Bakanlığından tüm çalışanlar olarak artık camiasına sahip çıkmasını TALEP EDİYORUZ.(hekiminden/diş hekiminden hemşiresine-ebesine, sağlık teknisyeni/teknikerinden idari personele, biyologundan psikologuna, radyoloji teknisyeni/teknikerine, laborantına, diyetisyenine, Sosyal Hizmet Uzmanına, Fizyoterapistine,Tıbbi sekreterine... Taşeron, sözleşmeli, kadrolu)  çalışma ayırımı olmaksızın, yıllardır ifade ettiğimiz fakat hükümetin kulağını tıkayıp gözünü kapattığı sadece yandaş sendika ile ortak hareket ederek diğer sivil toplum örgütlerini ve meslek derneklerini hiçe saydı ve halen aynı davranmaya devam ediyor…Eğer bu ülkede demokrasiden bahsedilecekse kişilerin inanç ve siyasetine bakılmadan bir masa etrafında toplanmanın zamanı geldide geçiyor.ARTIK DEMOKRATİK HAK ARAYAN TÜM SENDİKALRA EŞİT MESAFEDE DURMAK GEREKİYOR.SİVİL ANAYASADAN VE DEMOKRASİDEN BAHSEDENLER BUNLARI UNUTMAMALIDIR.
Geçmişte de  bazı sendikalar yan ve yandaşlık yaptıkları için bu sorunlara hep kulak tıkadıları için sorunlara katlanarak bu günlere geldi.
 Son yıllarda Halkın sağlık hakkı,(Hizmete Ulaşım Dışında) sağlık hizmetine engelsiz ulaşması ve çalışanların nitelikli sağlık hizmeti vermeleri açısından zorunlu olan özlük hakları ve iş sağlığı  ve iş güvencesi şiddet ve mobbingle ilgili  düzenlemeler konusunda hemen hemen hiçbir düzenleme yapılmadı.Sadece göstermelik genelgeler yayınlandı.
Öyle ki Bunlar yetmiyormuş gibi, çalışanları daha da güvencesizleştirilmek istenirken,hizmet alanlara yeni katkı-katılım payı ve ilave ücretler getirecek düzenlemeler sürüyor.

En son olarak özel hastanelerin 60 TL alabileceği basına düştü,şunu biliyoruz,kamu hastanelerinde de katkı katılım payları rakamları belirlenmiş durumda fakat alıştıra alıştıra halkımıza gerekliliği sindire sindire anlatılarak kabul ettirilecek.

Vatandaş ve çalışanları sağlık hizmeti alımında acı tablolar bekliyor .Öyle’ki herkes artık destek sağlık sigortası(Özel sigorta) yaptırmak zorunda kalacak.Bunlar kehanet değil 2003 Sağlıkta Dönüşüm Kitapçığında yazan gerçekler

TEMEL SORUNLAR VE TALEPLER
1.Sağlıkta Dönüşüm Programı,2003 yılında devreye sokulmuş bu programın uygulamaları sağlık çalışanını hep mağdur etmiştir. Sağlıkta Dönüşümün en son basamağı da  2012 yılında gece yarısı operasyonla  uygulamaya geçirilen Kamu Hastane Birlikleridir.
Kamu Hastane Birlikleridir sürecinde gerek birlik içinde yer alan hastaneler arası, gerekse birlik dışına geçici ve kalıcı görevlendirmeler ceza olarak yapılmakta ve sağlık çalışanında bu durum  tükenmişlik sendromu yaşanmasına neden olmaktadır..
Özel statüsü olduğu ifade edilen Aile Sağlığı Merkezlerinde görevli çalışanlar, hekim, hemşire ve ebeler hastanelerde görevlendiriliyor, esas görevlerine ek olarak nöbet tutmak zorunda bırakılmaktadır. Çalışanlar nerede çalışacaklarıyla ilgili olarak sürekli belirsizlik içindedir. "İş ve İşyeri güvencesi" kalmamıştır. Tüm sağlık çalışanları olarak sabit işyeri ve iş güvencemizin sağlanması en doğal talebimizdir.
2. Sağlıkta Dönüşüm Programının baş aktörü olan Performansa göre çalışma sağlık hizmetinin sunumunu artırırken Sağlık Hizmetinin niteliğini düşürürken, Sağlık çalışanları baskısı altına almıştır. Köleleştirilirken ücretsiz icap şeklinde  fazla çalışmaya  zorlanırken bu yetmiyormuş gibi, performansa göre yapılan ek ödemelerin "ödeme güvencesi" ortadan kalkmıştır.
 Bu Performans ödemeleri emekliliğe yansımadığı için, gelecek güvencesi sağlamamakta ve çalışanlar ölesiye kadar çalışmak zorunda bırakılmıştır. Bizler, “performans yerine, emekliliğe yansıyacak, ödeme güvencesi olan ücret”, ücretlerimizin vergi dilimi ile erimesine son verilmesini istiyoruz.
3,  Sağlık Haktır ve herkesin sağlık hizmetine engelsiz erişimi sağlanmalıdır. Oysa;  sağlık hizmetine erişimin önünde birçok bürokratik engel dışında, Genel Sağlık Sigortası Primi'nden, her kademede ödenmesi zorunlu katkı-katılım payı ve ilave ücretler gibi parasal engeller olduğunu biliyoruz.. Bu engeller vatandaşta nitelikli bir sağlık hizmetine ulaşmada etkin rol almakta hizmeti alamayan vatandaşla sağlık çalışanlarını karşı karşıya getirmekte, bu durum sağlık çalışanına  şiddet olarak yansımaktadır.
4. Özellikle Kamu Hastane Birlikleri uygulamasına geçilirken yandaş sendika üyeleri sağlık personelleri masa başlarına bu kurumlarda geçirildiği ve ilçe sağlık müdürlüklerinde görevlendirildikleri için,farklı düşünen ve söyleyen sendika ve düşüncedeki sağlık personelleri  Sağlık kuruluşlarında  daha da artan iş yoğunluğu ile karşı karşıya kalmışlardır.
 Kamu Hastane Birliklerinde ve İlçe Sağlık Müdürlüklerinde  geçici görevli yandaş sendika üyesi sağlıkçılar nedeni ile PDC ler dolu göründüğü için sağlık atama yapılmamsı nedeni  ile hizmet vermek zorunda kalan sağlık personelleri  55-60 saate varan haftalık mesailere neden olmakta, sağlık çalışanlarını esnek-kuralsız, görev tanımı dışında çalışmak zorunda bırakmaktadır.
 Nitelikli bir sağlık hizmeti için eksik kadroların tamamlanması, görev tanımı dışında, esnek-kuralsız ve insan yaşamıyla bağdaşmayan, angaryaya varan çalışma biçimine son verilmelidir. Sağlıkta "taşeron" olmaz, taşeron çalıştırma biçimi ve güvencesiz çalışma terk edilmelidir.
Bu Kamu Hastane Birlikleri ülkemizde yeni zenginler oluşturacak ve yeni lobiler oluşacak ve ülkede siyasi argüman olarak kullanılmaya başlayacaktır. Şöyle konuyu açalım; yapılacak yemek ve temizlik ihalelerinde Bir birliğe bağlı tüm hastanelerin ihalesi tek firmada kalacağı için bir sonraki ihalede tek başına katılım sağlayacağı için orta ölçekteki firmalar ihaleye katılamayacağı için  ticaretteki rekabet gücü kalkacak ve bu oluşan lobiler kurumları sıkıntıya sokacaktır.
5. Özel Sağlık kurumlarındaki sağlık çalışanlarının durumu daha da acı durumda  Bu kurumlarda sağlık çalışanları hem iş, hem ücret güvencesinden yoksun olarak  günde 11-12 saate varan  çalışma süreleri ile  kölece çalıştırılmaya mahkum edilmektedirler.Denetleyen kurumlar olmadığı için kurumlar çok rahat hareket etmektedirler.  Özel Sağlık Kurumlarındaki Sağlık Çalışanlarının iş ve gelir güvencesinin sağlanmasını  sosyal ve demokratik devletin gereği olarak talep ediyoruz

Saygılarımla
Hüseyin AYHAN
Aktif Sağlık-Sen
Genel Başkanı





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder